Altında - AlıntıSöz
Evet çekmecesindeki o yazı benim
Altında imzam da var
İncik-boncuk görmedim
Belki uykuda gülümseyen
Anısı düşlerine dökük de
Yazlara hırçın uzak
O deniz köşeli kadını
Kimler anlatacaksa artık
Başlasın a canım
Gece yarılandı
Bıktık usandık
Diğer Metin Eloğlu Sözleri ve Alıntıları
- Bektaşilik artık geçmişe karışmış dinsel-sosyal bir akım olduğu halde , halk fıkralarının Bektaşisi bugün aramızda yaşıyor.Bir düşünceyi savunurken yargımızı desteklemek için elle tutulur bilge sunarcasına bir Bektaşi hikayesi anlattığımız çok olur.
Türk halkı sağduyusuyla bağdaşmayan işlemlere , tutumlara ve yasalara karşı tepkilerinin sözlüğünü - sözlü veya yazılı- türlü sanat kollarında yarattığı örnek -kişilere yüklemiştir ; her birinin aynı bir hüneri , en çok ustalıkla konuşabileceği bir söz alanı vardır . Nasreddin Hoca , Keloğlan, Karagöz...Türk düşününde oluşumu dini bir akım temsilcisi olarak beliren Bektaşi'ye de din işlerinde sözcülük düşmüştür.
Bektaşi, Tanrıya ve yasalarına inanan kişidir.Bektaşiliğin tarihi kadar fıkraları da buna tanık.Fıkralarda sık sık gördüğümüz gibi Bektaşi'nin " Allah'ı ve buyruklarını inkar eden bir zındık" olarak suçlandırılması , onun davranışlarının ve sözlerinin özüne varamayan bir kişinin önyargısıdır. Bektaşi'nin tutumu inkar değil "tenkit" tir.
Tenkitleri ve yergilerin, gerçek bildiği Tanrı'ya değil , yollarını azmışların kendi suretlerinde yarattıkları "tanrı" ya , kendi yasalarını örnek ederek çeki düzen verip Tanrı buyruğu diye sundukları yasaya yönelmiştir.
Yakın çağlarımızın güleç yüzlü kişisi "Bektaşi" de bir bakıma , ta 13. yüzyıldan bu yana , özgür düşüncenin sesini duyurmaktan geri kalmamış söz erlerinin: Konyalı Celaleddin'in , Sakaryalı Yunus'un , Simavlı Bedrettin'in ... soyundan sayılır.
Bektaşi, Ramazanda güpegündüz karnını doyururken yakalanıp tartaklanınca :"On bir ay aç gezerim , halimiz sormazlar da , bir gün karnımı doyurdum diye yapmadıklarını koymazlar" diye şaşar kalır.
Yukarıda sözü edilen nükteler gibi diğer nüktelerin hepsinin Bektaşi dervişlerinin ağzından çıkmış , o fıkraların anlattıkları olayların onların başından geçmiş olduğu söylenemez.Anadolu köy ve kasabalarında yaşayan ve inanışlarında Bektaşi tarikatının görüşleriyle birleşen Alevi-Kızılbaş, Tahtacı, Çepni, v.b toplulukları da , çok defa Bektaşi diye anılır ; bunlar hakkında da halk içinde Bektaşi fıkralarına benzer şeyler anlatılır. - Bektaşilik artık geçmişe karışmış dinsel-sosyal bir akım olduğu halde , halk fıkralarının Bektaşisi bugün aramızda yaşıyor.Bir düşünceyi savunurken yargımızı desteklemek için elle tutulur bilge sunarcasına bir Bektaşi hikayesi anlattığımız çok olur.
Türk halkı sağduyusuyla bağdaşmayan işlemlere , tutumlara ve yasalara karşı tepkilerinin sözlüğünü - sözlü veya yazılı- türlü sanat kollarında yarattığı örnek -kişilere yüklemiştir ; her birinin aynı bir hüneri , en çok ustalıkla konuşabileceği bir söz alanı vardır . Nasreddin Hoca , Keloğlan, Karagöz...Türk düşününde oluşumu dini bir akım temsilcisi olarak beliren Bektaşi'ye de din işlerinde sözcülük düşmüştür.
Bektaşi, Tanrıya ve yasalarına inanan kişidir.Bektaşiliğin tarihi kadar fıkraları da buna tanık.Fıkralarda sık sık gördüğümüz gibi Bektaşi'nin " Allah'ı ve buyruklarını inkar eden bir zındık" olarak suçlandırılması , onun davranışlarının ve sözlerinin özüne varamayan bir kişinin önyargısıdır. Bektaşi'nin tutumu inkar değil "tenkit" tir.
Tenkitleri ve yergilerin, gerçek bildiği Tanrı'ya değil , yollarını azmışların kendi suretlerinde yarattıkları "tanrı" ya , kendi yasalarını örnek ederek çeki düzen verip Tanrı buyruğu diye sundukları yasaya yönelmiştir.
Yakın çağlarımızın güleç yüzlü kişisi "Bektaşi" de bir bakıma , ta 13. yüzyıldan bu yana , özgür düşüncenin sesini duyurmaktan geri kalmamış söz erlerinin: Konyalı Celaleddin'in , Sakaryalı Yunus'un , Simavlı Bedrettin'in ... soyundan sayılır.
Bektaşi, Ramazanda güpegündüz karnını doyururken yakalanıp tartaklanınca :"On bir ay aç gezerim , halimiz sormazlar da , bir gün karnımı doyurdum diye yapmadıklarını koymazlar" diye şaşar kalır.
Yukarıda sözü edilen nükteler gibi diğer nüktelerin hepsinin Bektaşi dervişlerinin ağzından çıkmış , o fıkraların anlattıkları olayların onların başından geçmiş olduğu söylenemez.Anadolu köy ve kasabalarında yaşayan ve inanışlarında Bektaşi tarikatının görüşleriyle birleşen Alevi-Kızılbaş, Tahtacı, Çepni, v.b toplulukları da , çok defa Bektaşi diye anılır ; bunlar hakkında da halk içinde Bektaşi fıkralarına benzer şeyler anlatılır. - Kişiden kişiye can yalnızlığı
Kiminsen onu anlat. - İnsan insana elbette sığar
Gebe geceler hangi sabaha yatkın
Yakın gözlüğümü takıp da baktım
Gülde siyah var
Kan inceldi koptu kopacak
Gövden gök ustası bugün de
İki elim böğrümde
Omzumda zifte banılı nacak
Oldu olacak - İstanbul'a her inişimde
Cascavlak şarap lekesi
Paydostu yüreklere
Uzundu uzun
Gözleri yaz sarısı
Saçlarının sesi ilk
Yitikleri de andım sayılır
Belki her gece yaşamadığımdan
Serçe parmağıma konan kuş
İçim nasıl da karıncalanıyor
Bunca kulak çınlamasında
Tozumu-toprağımı üfler geçerdi
Düş kütüklerinden yonttuğu talaş
Başı taa omuzumda
Usumdan bir tel gibiydi
Yolduğu anı otları kokluyorum
Yalnızsa yalansızsa
Kınamıyorum kimseleri
Genceliyor muyuz nedir
Ölümlerden ölüm beğenirken
Huy işte
Şimdi doğup büyüyesim geliyor
Kıpkıvırcık Türkeli'm
Değsin şunca emeğe. - Denk düşmüşken elbet deli olunur
Gövdeme basadur usumu kanır
Ensekökümdeki kitapsız Tanrı
Süs-püs değil düpedüz gömü
Boşuna uzadı 'hişt merhaba'sızlık
Yazık
Unuttumdu ölümü
Bir olgu ki kabataslak
Eledik ezdik ufaladık eh
Hadi bana eyvallah
Yaşam denen asalak. - Daha doğrusu
Kuşun tırtıla benzeyişi biyana
İnsan da insanı pek andırmıyordu.
Korktum bu yazdan. - Bu çağa sövsen de uslanmaz
Döve döve gebertsen
"Kırkından sonra kim yaşar ki"
Diyor Fiyodor Mihayloviç
Deli mi ne
Hani şu hep kıranta Dostoyevski. - Ödünçmüş meğer sende unuttuğum
O ayyaş çiçek kokusunu geri istiyor
Yoksa bozuşurmuşuz - Evet çekmecesindeki o yazı benim
Altında imzam da var
İncik-boncuk görmedim
Belki uykuda gülümseyen
Anısı düşlerine dökük de
Yazlara hırçın uzak
O deniz köşeli kadını
Kimler anlatacaksa artık
Başlasın a canım
Gece yarılandı
Bıktık usandık